Hekimin Şahsi Kusuru ve HGK kararı

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/4-800

K. 2007/797

T. 31.10.2007

• KUSURLU AMELİYAT NEDENİYLE TAZMİNAT ( Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanede Yapılan Ameliyatın Davalı Doktorun Şahsi Kusuru Nedeniyle Felce Sebep Olması - Salt Kişisel Kusuruna Dayanıldığından Mahkemenin Görevinin Öncelikle Bu Açıdan Araştırılması Gereği )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanede Yapılan Ameliyatın Davalı Doktorun Şahsi Kusuru Nedeniyle Felce Sebep Olması - Davalının Salt Kişisel Kusuruna Dayanıldığından Mahkemenin Görevinin Öncelikle Bu Açıdan Araştırılması Gereği )

• DOKTORUN KİŞİSEL KUSURU ( Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanede Yapılan Ameliyatın Davalı Doktorun Şahsi Kusuru Nedeniyle Felce Sebep Olmasından Doğan Maddi ve Manevi Tazminat Davasının İdare Aleyhine Açılabilmesi Eylemin Hizmet Kusurundan Doğmasına Bağlı Olduğu )

• YANLIŞ TEDAVİ NEDENİYLE SAĞLIK KAYBI ( Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanede Yapılan Ameliyatın Davalı Doktorun Şahsi Kusuru Nedeniyle Felce Sebep Olmasından Doğan Maddi ve Manevi Tazminat Davasının İdare Aleyhine Açılabilmesi Eylemin Hizmet Kusurundan Doğmasına Bağlı Olduğu )

• HİZMET KUSURU ( Memurların ve Diğer Kamu Görevlilerin Yetkilerini Kullanırken Meydana Gelen Zararlara İlişkin Davaların İdare Aleyhine Açılabilmesi Eylemin Hizmet Kusurundan Kaynaklanmış Olması Koşuluna Bağlı Olduğu )

• GÖREV ( Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanede Yapılan Ameliyatın Davalı Doktorun Şahsi Kusuru Nedeniyle Felce Sebep Olması - Davalının Salt Kişisel Kusuruna Dayanıldığından Mahkemenin Görevinin Öncelikle Bu Açıdan Araştırılması Gereği )

657/m.13 2709/m.129/5 818/m.41 2577/m.2

ÖZET : Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına bağlı hastanede davalı tarafından ameliyat yapıldığını, adı geçen davalı doktorun şahsi kusuru nedeniyle felç olduğunu ve bu durumun Yüksek Sağlık Şurası'nın kararı ile sabit olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir.

Memurların ve diğer kamu görevlilerin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabilmesinin, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlıdır. Dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığını göstermesi karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılmasının gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Rize Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.10.2005 gün ve 2004/798-2005/1088 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2.2.2007 gün ve 2006/1168-2007/887 sayılı ilamı ile;

( ... 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının davalı Sağlık Bakanlığı'na yönelik temyiz itirazları reddedilerek hükmün bu bölümünün onanmasına karar vermek gerekir.

2- Davacının diğer davalı Ekrem Yalçın'a yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava yargı yolu bakımından ve husumet yönünden reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.

Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına bağlı hastanede davalı Ekrem Yalçın tarafından ameliyat yapıldığını, adı geçen davalı doktorun şahsi kusuru nedeniyle felç olduğunu ve bu durumun Yüksek Sağlık Şurası'nın 11059 sayılı kararı ile sabit olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir.

Dava dilekçesinden davacının adı geçen davalı doktorun kişisel kusuruna dayandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece, Anayasa'nın 129/5. maddesi gereğince, kamu görevlilerinin yetki ve görevlerini yerine getirirken işledikleri kusurdan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla idare aleyhine açılabileceği gerekçesiyle adı geçen davalı hakkındaki dava husumetten reddedilmiş ise de, davacı taraf davalının görevinden ayrılabilen kişisel kusuruna dayalı olarak istemde bulunmuştur. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek, davalının kişisel kusuru olup olmadığı belirlenerek, kişisel kusur varsa Anayasa'nın 129/5. maddesinin korumasından yararlanılamayacağı düşünülerek varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, davalı Ekrem Yalçın yönünden davanın husumetten reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, Anayasanın 129/5. maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabilmesinin, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı bulunmasına; dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığını göstermesi karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılmasının gerekmesine; Hukuk Genel Kurulu'nun 15.11.2000 gün ve 2000/4-1650 E. 2000/1690 K; 26.09.2001 gün ve 2001/4-595 E. 2001/643 K.; 29.03.2006 gün ve 2006/4-86 E. 2006/111 K.; 20.09.2006 gün ve 2006/4-526 E. 2006/562 K.; 17.10.2007 gün ve 2007/4-640 E. 2007/725 K. sayılı ilamlarında da aynı ilkenin vurgulanmış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.10.2007 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.